ktudeniz
  Gemi inşa haberler
 
iframe src="http://www.ekoizle.com/ep/" width="490px" height="270px" frameborder="no">Frame hatası
Vatandaşların Altınova'da Söküm Tepkisi
KTUDENİZ.TR.GG tarih 23.02.2010, 10:55 (UTC)
 Altınova Bölgesinde kurulan Tersaneler Bölgesinde gemi tamiri ve sökümünün yapılmayacağı belirtilmesine rağmen ekonomik krizi bahane eden bazı tersanelerde söküm yapmaya başlaması vatandaşların tepkisine neden oluyor.

Yalova’da sancılı geçen bir dönem sonrasında kurulan Tersanelere yönelik yapılan tüm bilgilendirme toplantılarında söküm işi yapılmayacağı belirtilmişti. Sadece yeni gemi imalatının gerçekleştirileceği ve ciddi iş istihdamının sağlanacağı tersanelerle ilgili ilk hayal kırıklığı istihdam konusunda yaşandı.

Belirtilen sayının yarısını dahi yakalayamayan istihdama gerekçe ise ekonomik kriz gösterildi.

Tersaneler şimdi krizi bahane ederek bir sözden daha dönüyor. Kriz nedeniyle zor günler yaşadıklarını belirten bazı tersaneler gemi tamir ve söküm işine başladı. Tersane bölgesine getirilen bu gemilerin sökümleri ise vatandaşları tedirgin ediyor.

Verilen sözlerden birisinin çok kısa sürede unutulduğundan dert yanan vatandaşlar, “Tersanelerin kurulması aşamasında yapılan tüm bilgilendirme toplantılarında söküm işinin kesinlikle yapılmayacağı belirtilmişti. Sadece yeni gemi imalatının yapılacağı ısrarla vurgulanmıştı. Ancak krizin etkilerini gerekçe gösteren bazı tersanelerde söküm işine başlandığını öğrendik. Buda bizi son derece rahatsız etmeye başladı. Eğer söküm işlerine devam edilecek olursa hep korkulan çevre kirliliği artık bir gerçek olacak” şeklinde konuştular.



 

Gemi İnşanın Zayıflığı Fabrika Kapattırdı
KTUDENİZ.TR.GG tarih 23.02.2010, 10:53 (UTC)
 Finlandiyalı çelik üreticisi Ruukki, 19 Şubat tarihinde, bir sonraki açıklamaya kadar Norveç'te bulunan Mo i Rana tesisindeki faaliyetlere devam etmeme kararı aldı. Tesis gemi inşasında kullanılmak üzere profil ve rüzgar jeneratörlerinde kullanılmak üzere flanş profil üretmektedir.

Plana göre tesis, 2010 yılı mayıs ayından daha geç olmamak kaydıyla en erken sürede kapatılacak. Karar, tesisin 110 çalışanını etkileyecek.

Şirket tarafından yapılan açıklamaya göre, gemi inşa sektöründe talebin zayıf seyretmesi nedeniyle tesis 2009 yılında 30 milyon € işletme zararı kaydetti. Gemi inşa sektöründe talebin bu yıl da, önceki yıla göre azalması bekleniyor.

 

2012 yılı için Tuzla’ya tek sipariş verildi
KTUDENİZ.TR.GG tarih 23.02.2010, 10:52 (UTC)
 Küresel kriz öncesinde yılda ortalama 150 geminin inşa edildiği Tuzla tersaneler bölgesi, dünya ticaretinin durması ile yaşanan sipariş iptalleri nedeniyle can çekişiyor.

2009′da üretimde yüzde 90, istihdamda yüzde 75 düşüş yaşayan Tuzla tersanelerinde, 2012 için alınan yeni sipariş adedi yalnızca 1. Hükümetin gemi inşa sektörüne yönelik yeni bir teşvik paketi hazırladığı konuşuluyor ancak tersane sahipleri umutsuz, isten çıkarılan işçiler çaresiz. Devlet Bakanı Ali Babacan’ın geçen hafta yaptığı sürpriz Tuzla ziyareti sonrasında umutlanan gemi inşa sektörünün gözü kulağı hükümetten gelecek bir “teşvik” müjdesinde. “Teşvik” haberleri ile yeniden gündeme gelen ve uzun zamandır üretim ve ihracat başarılarından çok iş kazaları ve ölümlerle anılan Tuzla tersanelerinde hem patronlar hem de işçiler dertli.

‘Lale Devri’ni yaşıyordu şimdi ‘Hayalet Kasaba’ Türkiye ekonomisinin “kalkınma” düğmesine bastığı 1980′lerin ortalarından itibaren adını duyurmaya başlayan Tuzla tersaneler bölgesi, 2005 yılına kadar ülke gündeminde fazla yer almadı. Ancak 2005-2008 yılları arasında yakalanan ivme, tüm gözleri bu bölgeye çevirdi. Bu yıllarda dünya gemi inşa sektörü yüzde 89 büyürken, Türk gemi üreticileri yüzde 360′lık rekor bir büyümeye imza attı. Tersanelerin “Lale Devri” olarak adlandırılabilecek bu dönemde, Türkiye üretim kapasitesi bakımından dünyada 23. sıradan 8. sıraya yükseldi, sipariş sıralamasında ise dünya beşinciliğjne oturdu Ancak ardı arkası kesilmeyen yüksek bütçeli siparişler, üretimde aksaklıklara yol açmaya başladı. Taşeron firmalar ile anlaşan tersanelerin tam gaz çalışması ve bu sırada iş güvenliğinin arka plana atılması, ölümle sonuçlanan iş kazaları yaşanmasına yol açtı. İş kazaları nedeni ile 1992-2009 yıllan arasında 131 işçi Tuzla tersanelerinde hayatını kaybetti. Kamuoyunda çokça tartışılan ölümler, tersane işletmelerinin prestij kaybetmesine neden oldu.

Üretimde yüzde 90, istihdamda yüzde 75 düşüş.

Tam bu sırada, küresel krizin baş gösterdiği 2008 yılından itibaren dünya ticaretinde yaşanan duraklama, gemi inşa sektörüne ağır darbe vurdu. Son 15 ayda iptal edilen yeni gemi siparişi sayısı 200′ü bulurken, iptallerin sektöre faturası 2 milyar doları geçti. Aynı dönemde tersanelerdeki çalışan sayısı 38 binden 8 bine geriledi. Taşeron işçilerin neredeyse tamamı işini kaybederken, kadrolu çalışanların da yüzde 60′ı işinden oldu. Türk gemi inşa sanayii bu zor günleri yaşarken, devlet teşvikleri ile şaha kalkan Çin ve Güney Kuıcli sanayiciler, Türkiye’nin Avrupa’daki müşterilerini bir bir kaptı. Öyle ki Çin, 2009′da gemi üretiminde yüzde 47 büyüme sağladı. Bir zamanlar cari açığın kurtarıcısı olarak tanımlanan gemi inşa sektörü, bugün var olma savaşı veriyor. Bölgedeki 46 tersanenin yarısı çalışmıyor. Geri kalan tersaneler ise yalnızca tamirat ve bakım işleri yapabiliyor. Krizin en çok hissedildiği 2009 yılının bilançosu ise sektörün yaşadığı sıkıntıyı net bir şekilde gözler önüne seriyor: Üretimde yüzde 90, istihdamda yüzde 75 düşüş.

Bölgenin en bilinen tersanelerinden biri olan Sedef Tersanesi sahibi ve aynı zamanda Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, sektörün sürdürülebilir rekabet alanından çıktığını belirterek, “Krizde, son 15 ayda 200′ün üzerinde sipariş iptali oldu. Bir kısım siparişler de donduruldu, yarım kaldı. Gemi inşa sektöründeki işgücü kaybı yüzde 75′ler seviyesine ulaştı. Şu anda sektör tamir işleri ile ayakta durmaya çalışıyor” dedi. Dünyada gemi inşasında iddialı olan devletlerin sektöre “zaman kazandıracak” önlemler aldığını ve kârlı çıktığını ifade eden Kalkavan, “Biz ise 40-45 yılda gelmiş olduğumuz mevzilerden ciddi gerilemeler yaşıyoruz. Sipariş sayısında dünya beşincisiydik krizden önce, şu anda onunculuğa geriledik. 2011 yılı bugünden çok daha vahim olacak” diye konuştu. 2010 yılında teslim edilecek yeni gemi sayısının 120 olduğunu, 2011′de ise bu sayının herhangi bir iptal yaşanmaması halinde 23′e düşeceğini dile getiren Kalkavan, “Bir geminin sıfırdan yapılması yaklaşık 2 yıl sürüyor. Şu an 2010′dayız, 2012 için yalnızca 1 sipariş görünüyor. Normal şartlarda üretim kapasitemiz yılda 300 gemi. Ancak şu anda neredeyse hiç sipariş alamıyoruz. Geçen yıl dünya genelinde 33 milyon tonluk gemi siparişi verildi. Türkiye’nin bundan aldığı pay ise 150 bin tonu bile bulamadı. Bu iş böyle gitmez. Bu durumda bu sektörün çok fazla gideceği yol yok” dedi.

İş olmayan yerde emniyet sorun değil Ölümle sonuçlanan iş kazalarından sonra tersanelerin iş güvenliği konusunda önemli gelişme kaydettiğini de vurgulayan Kalkavan, şöyle konuştu: “İş güvenliğinin geliştirilmesi konusunda çok ciddi ilerlemeler kaydettik. Bu, sadece işveren çabasıyla çözülecek bir sorun değil. Devlet, işveren ve sendikalar el ele vermeli. Fakat iş olmayan yerde iş emniyetinin hiçbir önemi kalmıyor maalesef. Taşeron sistemini dünyanın hiçbir tersanesinden silemezsiniz. Bu kadar değişken bir sektörde işçileri sürekli çalıştırmak mümkün değil.”

Tamir ve bakım servislerinin Tuzla tersaneleri için “krizin sigortası” görevi görmesi gerekirken, altyapı eksikliği nedeni ile bu fırsatın kaçırıldığını anlatan Desan Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanvekili Muhsin Divan ise “Gemi inşa ettirmek isteyen pek çok girişimci, krizle birlikte kaparolarını yakmak pahasına siparişini iptal etmek zorunda kaldı. Yapılmakta olan gemilerin büyük kısmı da finansal imkânları kapandığı için yarım kaldı.Üretim son 1 yılda yüzde 90 düştü. Tuzla, yarım kalmış gemi mezarlığına döndü” diye konuştu.

“Tamir ve bakımda Türkiye olarak vizyonsuzluğumuz ortaya çıktı” diyen Divan, şunları söyledi:”Daha çok yüzer havuza sahip tersanemiz olsaydı, kriz döneminde tamir ve bakıma daha fazla ağırlık verip çarkların dönmesini sağlayabilirdik. Ancak maalesef Tuzla’daki 40 küsur tersanenin en fazla 3-4 tanesi bu imkâna sahip. Devlet tamir bakımı teşvik etmeliydi. Eğer stratejik bir bölgenin tam ortasında yer alan Türkiye, bu bölgede tamire giren gemileri kendine çekebilseydi, bugün gemi inşa sektörü bu sıkıntıları bu ağırlıkta yaşamazdı. Çünkü ortalama 40-50 bin tonluk bir geminin tamire girmesi demek, anında 250 kişinin istihdam edilmesi anlamına geliyor.

30 bin çalışan işten çıkarıldı.

Krizin yarattığı zarar 2.2 milyar dolar.

2012 için yeni sipariş adedi yalnızca 1.

Dünya gemi üretiminden alınan pay binde 5.

Güney Kore: Gemi inşa sektörünü korumak için 2.6 milyar dolarlık fon ayrıldı. Gemi makineleri üretiminde KOBİ’ler arasında finansman, Ar&Ge ve yönetim desteği sağlayacak ağlar oluşturuldu.

Yunanistan: Gemi inşa sektöründe dünyanın numarası olan ülke, kriz döneminde diğer ülkelere sipariş ettiği gemileri iptal etmek zorunda kaldı. 2007 yılında 10 milyon euroluk yardım kararı alındı.

Danimarka: Danimarka Gemi Finansman Fonu’na 18 milyar Danimarka Kronu kadar borçlanma imkânı verildi.

Finlandiya: Sektörde yenilik çalışmaları için 2013 yılına kadar sürecek birsübvansyon programı başlatıldı.

Hollanda: Çok amaçlı ve içsulara yönelik her gemi inşası için 600 bin euroluk doğrudan teşvik kararı alındı.

İspanya: Sektöre kaynak yaratmak için 40 milyon euroluk destek paketi açıklandı.

Fransa: Gemi inşa şirketlerine finansman sağlayan kuruluşlara devlet garantisi verildi
 

Gemi Finansmanı Kabuk Değiştiriyor
KTUDENİZ.TR.GG tarih 10.02.2010, 17:14 (UTC)
 Küresel denizcilik endüstrisi büyük umutlar kadar korkularla da yeni bir yıla girdi. Denizciler kadar, gemi finansmanında faaliyet gösteren bankaların da gözü kulağı piyasalarda. Çünkü kredilendirdikleri gemi projelerinin büyük kısmı bu yıl filoya katılacak. Bu gemilerin suya inmesiyle birlikte kredilerin geri ödemeleri de başlayacak. Yeni fonlar yaratamayan bankaların tek umudu kredilerin geri dönmesi. Ancak denizcilik piyasaları için yapılan tahminler kredi geri dönüşlerinin zor olacağını gösteriyor.

Finansman krizinin ardından başlayan sipariş iptalleri bankaların üzerindeki yükü bir nebze de olsa azalttı. Araştırmacılık şirketi Petrofin’e göre 460 milyar dolarlık borç defteri geçen yıl yaşanan sipariş iptalleriyle, 420-410 milyar dolara kadar düştü. Ancak kredilendirilemeyen projeler hiç de azımsanmayacak ölçüde. Bazı analistler yaklaşık 200 milyar doları bulan sipariş defterindeki gemileri birilerinin defterden silmesi gerekeceğine inanıyor.

Gemi finans musluklarının 2010’da açılması bekleniyordu ancak DVB Bank Direktörü Geir Sjurseth böyle düşünmüyor. Sjurseth, “Bütün söyleyebileceğim iki veya üç yıl, bankalardan kredi bulmak çok zor olacak. Denizcilik piyasalarındaki daralma devam ediyor ve bankalar da borç verecek imkâna sahip değiller” diyor.

Uluslararası gemi-finansman danışmanı İlhan Yirmibeşoğlu da benzer görüşe sahip. Yeni fonların ve kredilerin oluşturulamadığını söyleyen Yirmibeşoğlu,

”Krizden önce bir bankanın piyasaya toplam 5 milyar dolar kredi açtığını varsayalım. Krizle beraber ilave kaynak bulamadığı için bu bankanın yeni projelere kredi verme imkânı kalmadı. Ancak mevcut 5 milyar dolarlık krediden bir kısmı geri ödenirse o açılan limiti banka, çok iyi tanıdığı, güvendiği, eski sağlam müşterisine kullandırıyor. Şu an verilen kredilerin büyük kısmı da bu şekilde verilen krediler. Yeni müşteri neredeyse imkansız” diye konuşuyor.

Projeden kurumsal finansmana dönüş var

Uluslararası bankaların süt içerken dili yanmıştı bir kere. Krizin ardından bazı bankalar gemi finansından çıkarken geri kalanlar da politikalarını gözden geçirmeye başladı. Bankalar gemi finansmanına yönelik kredi kuralların sektörel risk analizi ve kredilendirme stratejilerini baştan yazmaya başladı. Artık gemi finansman piyasalarında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının altını çizen Yirmibeşoğlu, “Eskiden gemi-finansman bankaları müşteriye kredi verilirken öncelikle firmanın itibarına, sonra da büyük oranda projeye bakarlardı.

Bundan sonra ise projenin kendisinden çok daha fazla firmaların bilançolarına, mali yapılarına, kurumsal yapılarına, konsolide grup nakit akış tablolarına, geçmiş performanslarına, kriz yönetim, şirket yönetim ve gemi operasyon tecrübelerine ve insan kaynaklarının kalitesine bakacaklar. İş, artık proje finansmanından varlığa dayalı kurumsal finansmana dönecek” yorumunda bulunuyor.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) Başkanı ve Yapı ve Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt da, kurumsal yönetimde şeffaflık, sorumluluk ve hesap verebilir olma ilkelerini yerine getiren şirketlerin ucuz krediye daha kolay ulaşmak ve daha rekabetçi olmak açısından öncelik taşıyacağını ifade ediyor. Bayazıt, “Ben şeffaf olmayacağım, şöhretli bir şirketim ama bankalar bana kredi verecek. Böyle bir dünya yok” açıklamalarıyla dikkat çekiyor.

Yerli bankalar sadece projeye bakmadı

Garanti Bankası Ticari Bankacılık Pazarlama Koordinatörü Recep Baştuğ ise uluslararası piyasalarda gemi finansı yapan bankaların nasıl bir yol izleyeceğini merakla beklediğini vurguluyor. Nedeniyse şöyle açıklıyor Baştuğ:

“Çünkü portföyün tipi buna uygun değil. Gemi finansmanı bu sektörün üstüne inşa edilen bir modeldi ve alıştıkları modeli terk etmeleri çok da kolay olmayacak. % 20 öz kaynak getiren herkese gemi finansmanı yaptılar. Türkiye’de hiçbir banka, asıl işi denizcilik olmayan firmaların projelerini kredilendirmedi. Gemi finansman bankaları eğer bu modeli değiştirirse sektörde elenme olur. Çünkü herkes kredi alamayacak.

Geminin sahibi olan firmaların bilançolarına bakılarak kredi verilecek veya verilmeyecek. Sağlam bilançosu olan firmalar, % 10 özkaynağa karşın % 90 kredi alabilirken daha zayıf bilançosu olanlar % 40 öz kaynağa karşın % 60 finansman şeklinde de bir yapılanmaya gidebilirler. Önceden herkese aynı orandaydı değişen sadece faiz oranlarıydı. Daha kurumsal firmalar düşük faize kredi alabiliyordu.”

Krizde uzun vadeli finansman kaynaklarının ciddi yaralar aldığının altını çizen DenizBank Kurumsal-Ticari Bankacılık ve Kamu Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Derya Kumru ise, bugüne kadar sektöre kredi veren köklü Avrupa bankalarının artık çok daha seçici olduğunu belirtiyor. Kumru “Eskiye göre bankalar, uzun vadeli kredi vereceği gemi alım projelerinde daha detaylı incelemeler istiyor. Geçmişte % 10-20 özkaynak oranları ile verilen kredilerin artık % 50 özkaynak % 50 kredi şeklinde veriliyor” şeklinde konuşuyor.

 

Kimyasal tanker piyasası toparlanıyor
KTUDENİZ.TR.GG tarih 10.02.2010, 17:12 (UTC)
 Gemiciliğin diğer sektörlerinde de olduğu gibi Çin’deki artan petrokimyasal talep küresel kimyasal tanker fiyatlarını alt seviyeler düşmekten kurtarıyor.

Odjfell 2010 yılı verilerine temkinli yaklaşsa da, deniz yoluyla taşınan kimyasal tankerlerin bu sene yüzde 7 artacağı tahmin ediliyor. 2009 rakamlarına henüz ulaşılamasa da 2008 yılında deniz yoluyla 170 m ton kimyasal taşınmıştı. Çin petrokimyasallarına Amerika ve Avrupa Birliği’nden düşük talep olacağı bekleniyordu ve doların düşük seviyelerde seyretmesi kimyasal tanker fiyatlarının iyileşmesinde etkili olurken, Kuzey Amerika’dan yapılan ihraçları da artırmıştı. Dünyadaki toplam kimyasal üretimin yüzde 19’unu yapan Amerika, hızla büyüyen ihracat bölgesi Orta Doğu’ya rağmen daha büyük gemilerle taşımacılığı sağlayan Asya ile iş yapmaya başladı.

Araştırmaya göre 2009’un birinci ve ikinci çeyreğinde Houston’dan Rotterdam’a giden kimyasalların navlun fiyatları 1000 ton için 62 dolardı ve ancak 60 dolar olan 5 sene önceki fiyatlarla aynı seviyedeydi ve bu seviye doruğa 2007 yılında 100 dolar ile ulaşmıştı. Araştırma Odjfell, Stolt-Niesen ve Eitzen Chemical gibi firmaların 2009’daki yüzde 10′luk düşüşten sonra kimyasal tankerlerden 2010 yılında yüzde 6 oranında ve 2011 yılında yüzde 5 kar elde edebileceklerini öngörüyor. Boşta bekleyen gemilerin sayısının azaldığını hatırlatan Norveçli broker ise sektördeki iyileşmeye dikkat çekti
 

Tersanelere Kredi Müjdesi Geldi
KTUDENİZ.TR.GG tarih 10.02.2010, 17:09 (UTC)
 Türkiye'nin bir dönem parlayan yıldızı olan ancak krizdeki talep daralmasından oldukça fazla etkilenen gemi inşa sektörü bir süredir Ankara'yla temastaydı. İstihdam kaybının yaşandığı ve gemilerin bir çoğunun kızaklarda kaldığı sektör teşvik ve canlandırma paketleri yaratılması yönünde taleplerini dile getirdi. Finansman konusunda ilk adım atıldı.

Gemi inşa ve ihracının finansmanı amacıyla 1 Ocak 2007-31 Aralık 2008 tarihleri arasında alınan belgesiz ihracat kredilerine ilişkin ihracat taahhütleri 2011 sonuna kadar kapatılabilecek artık. Resmi Gazete'nin 6 Şubat sayısında yer alan Bakanlar Kurulu kararına göre, dünya genelindeki kriz nedeniyle, belirtilen tarihler arasında gemi inşa ve ihracının finansmanı için alınan ve henüz ihracat taahhüt hesabı kapatılmamış belgesiz ihracat kredilerine ilişkin ihracat taahhütleri 31 Aralık 2011'e kadar yapılacak ihracatla kapatılabilecek.

SÜRE DE UZATILABİLECEK

Krediyi kullandıran kuruluşun onayı ile kredi vadesi de ihracat taahhüt süresine paralel olarak uzatılabilecek. Bu süreler zarfında, kredi ile ilgili yapılan işlemlere vergi, resim ve harç istisnası uygulanacak.



 

<-Geri

 1  2  3 Devam -> 
 
  Bugün 6 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı! COPYRİGHT KTUDENİZ TR.GG  
 
Ktu sürmene deniz bilimleri fakültesi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol